|
TAKSİM CUMHURİYET CAMİİ VE DİNLER MÜZESİ, TAKSİM, İSTANBUL, TÜRKİYE TAKSIM CUMHURİYET CAMII VE DINLER MÜZESİ ‘Medeniyetlerin Buluşması’ Profesör Dr. Ahmet Vefik Alp Yüksek Mühendis Mimar Kentbilimci TMMOB, AIA, RIBA, IAA Osmanlılardan bu yana Beyoğlu-Pera bölgesi Istanbul gayrimüslimlerinin yaşam ve ticaret mekanı olarak gelişmiştir. Burada batıdan esinlenilmiş bir mimari üslup egemen olmuş, Taksim ve Istiklal Caddesi çevrelerine görkemli elçilikler, konsolosluklar, kiliseler, sinagoglar ve benzerleri inşa edilmiştir. Müslüman nüfusun sınırlı olması nedeniyle bölgede camiler sayıca az ve küçük ölçeklidir. Özellikle Cuma namazlarının sokaklarda eda edildiği gözlenmektedir. Bu nedenlerle Taksim bölgesinde bir cami yapılarak bu eksikliğin giderilmesi zaman zaman gündeme getirilmiş ancak bu keyfiyet bugüne dek gerçekleşememiştir. 1928 yılında Italyan heykeltraş Pietro Conannico’ya Taksim Meydanı’na içinde büyük önder ve ebedi lider Atatürk’ün heykelinin de bulunduğu bir anıt yaptırılmış, böylece Taksim Meydanı iyiden iyiye simgeleşmiş, Ülkenin baş meydanı ve odak noktası hüviyetini kazanmıştır. 50 yaşındaki Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı’nın Taksim Meydanı’nı batıdan sınırlayan tarihi Maksem Sarnıcı arkasında bugün otopark olarak kullanılan ve içinde şekilsiz bir mescit bulunan 2.500 m2 lik alanda bir cami geliştirme çabaları liberal kesimlerin tepkilerine neden olmuş ve Taksim de cami inşası muhafazakar kesimler ile batılı kesimler arasında bir nevi bir rejim tartışması haline getirilmiştir. Zıtlaşmalar bugünlere akmış, temel endişelerden bir tanesi de Taksim’e Mimar Sinan üslubunda devasa bir cami inşası ihtimali olmuştur. Taksim bölgesinde doğru arsada doğru bir projeyle bir cami inşası %99 Islam olan Türkiye’miz için hem simgesel hem de işlevsel bir gerekliliktir. Tarihi Maksem Sarnıçı arkasındaki bahis konusu arsa bu amaç için uygun olup için Vakıf bu arsada birçok cami projesi hazırlatmış, ancak bunlar takdire şayan olamamışlardır. Bu kere tasarlanan Taksim Cumhuriyet Camii Projesi belki de cami mimarisinde bir devri kapatıp yeni bir devri başlatacak bir adım olarak görülebilir. Büyük Usta Sinan’ın 500 sene evvel o günün malzeme, teknoloji ve anlayışıyla tasarladığı muhteşem anıtların bir kopyasını Taksim de tekrarlamanın yanlış olacağı görüşü hakim olmuş, mimarinin ancak gününün kültür, malzeme ve teknolojisini yansıttığı sürece değer taşıdığı yaklaşımı öne çıkmıştır. Belli konum ve şartlarda Sinan taklidi camiler kabul edilebilir olsa dahi Cumhuriyetimizin ve modern Türkiye’nin simgesi Taksim Meydanı’na inşa edilecek bir camii simgesel değerleri kaybetmemek koşulu ile çağdaş ve yaratıcı bir mimari yorum ile tasarlamak doğru ve kaçınılmaz bir yaklaşım olarak benimsenmiştir. Ayrıca, Proje her dinden yabancı turistlerin gezebileceği bir ‘Dinler Müzesi’ ile zenginleştirilmiş ve böylece Taksim Meydanı’nın Dünya Kültürlerinin Buluşma Noktası’na dönüştürülmesi hedeflenmiştir. Halen otopark olarak kullanılan 2.500 m2 lik arsadan en üst düzeyde faydalanmak üzere kurgulanan cami kompleksinin ana namaz mekanı ana plato seviyesinde kollarını yukarı açmış Allah’a yalvaran insanları simgeleyen kolonların taşıdığı dairesel çanağa oturtulmuş 15m çapındaki bir küreden oluşmaktadır. Küre yüksekliği platform seviyesinden 20m dir. Çanağa 2 asansör, 2 yürüyen merdiven ve 4 merdiven ile ulaşılmakta, yürüyen merdivenler namaza girişte yukarı, namaz bitişinde aşağı yönde çalıştırılmaktadır. Kubbe iki cidarlıdır. Dış zarf sonsuzluğu ifade eden ve kendi kendini taşıyan bir örgüden oluşmaktadır. Kubbe örgüsünün dokusu ahşap kesildiğinde ortaya çıkan damar dokusunu andırmaktadır. Bu doku içine gizlenmiş Allah lafzaları bulunmaktadır. Dış kubbenin 1m içinde ikinci bir cam kubbe bulunmaktadır. Dış kubbe dokusunun tepeye doğru sıklaşan hatları doğal bir ışık ve güneş kontrolu sağlamaktadır. Bu mekanda 300 kişi namaz kılabilmekte, ayrıca 70 kişilik bir kadınlar mahfeli bulunmaktadır. Ana kubbenin iç aydınlatması yıldızlarla bezenmiş Allah’ın sonsuz mekanı gökkubbeyi andırmaktadır. Çanağın altında, ana platodan 0.75m düşük yanları açık dairesel alan namaz vakitlerinde ibadet diğer zamanlarda de hasb-ı hal mekanına dönüşmektedir. Burada 380 kişi namaz kılabilmektedir. Cuma ve cenaze namazlarında kullanılması beklenen platonun açık alanında ise 670 kişinin namaz kılabileceği düşünülmektedir. Böylece Taksim Camiinin toplam kapasitesi yaklaşık 1450 kişi olmaktadır. Plato alanı bir çeşmeli Şadırvan ile zenginleştirilmektedir. Platonun eğrisel cidarındaki oturma bankları sakinlerin buralarda oturup dinlenmelerine, sohbet etmelerine ve bir çay içmelerine imkan sağlamaktadır. Plato altında 0.75m toprak bulunmakta ve tüm yüzeye ağaç plantasyonunu mümkün kılmaktadır. Böylece Taksim Camii sadece bir ibadet mekanı değil bir buluşma odağı olarak algılanmalıdır. 40m yüksekliğindeki Minare ana kubbe benzeri bir doku ile sarılmakta ve bir asansör hem kadınlar mahfeline bağlanan köprüye hem de şerefeye hizmet vermektedir. Minareyi taçlandıran 4 küçük hilal 4 halifeyi, en üstteki büyük hilal de Islam Dini ve Kültürünü simgelemektedir. Cami platosuna hem Tarlabaşı Caddesi hem de Istiklal Caddesi tarafından simetrik bir düzende yaklaşılabilmekte ve buradaki merdivenler ile bir kat aşağıdaki abdest mekanlarına ve tuvaletlere ulaşılmaktadır. Yürüyen merdivenler abdest işlemin tamamlamış müminlerin tekrar ana platoya yükselmesini sağlamaktadır. Alanın iki ucunda yine simetrik bir düzende konuşlanan düşey ulaşım köşkleri platonun altında yer alan 7 kata ulaşımı sağlamaktadır. Tüm alt katlarının iki ucunda düşey ulaşım şaftlarına ilaveten sistematik olarak WC ler, hizmet ve teknik donanım mekanları bulunmaktadır. Taksim Caddesi tarafında halen hizmet veren Umumi WC ler korunmuş olup müstakil olarak çalışmaktadır. Platonun altındaki ilk iki kat arazi eğimi nedeniyle batı tarafından doğal ışık alabilmektedir. 1. Bodrum katında konferans salonu ve kafeterya bulunmaktadır. Bir alt katta ise kütüphane, derslikler ve atölyeler yer almaktadır. 2 kat yüksekliğindeki fuaye iki kat beraber yaşatmaktadır. Sırasıyla 5., 4., ve 3. bodrum katları semavi dinlerin doğuş ve gelişmelerini tasvir eden ‘Dinler Müzesi’ olarak hizmet vermektedirler. Bu katları bütünleştiren 3 kat yüksekliğindeki fuaye kuranglezler yardımıyla doğal ışık alabilmektedir. Ziyaretçi alttan 5. Bodrum seviyesinden başlayarak önce Musevilik katını gezmekte, yürüyen bantı kullanarak 4. Bodrum da Hıristiyanlık katına ve nihayet 3. Bodrum da İslamiyet katına yükselmektedir. Her katta bulunan 180 derecelik dairesel sinevizyon salonlarında kısa süreli tanıtım filmleri ait olduğu katta sergilenen Din’in doğuş ve gelişimini tasvir etmektedir. Her seviyede o Din’e ait hediyelik eşya reyonu bulunmaktadır. Bu işlev ile Taksim Camii, ve dolayısıyla Taksim Meydanı’nı Dünya kültür ve medeniyetlerinin buluşma ve birleşme noktasına dönüşmektedir. Zemin altına konuşlanan Müze Camiden tamamen bağımsız olarak işlev görmektedir. Son iki bodrum katı 2 araç asansörü ile servis edilen oto garaj olarak işlevlendirilmektedir. Bazı bölümleri kaldıraç sistemiyle iki katlı olarak kullanılan garaj toplam kapasitesi yaklaşık 140 araçtır. Tesisin toplam inşaat alanı 17.000 m2 dir. Cami bütününe yukarıdan bakıldığında zeminde Türk Bayrağı’nı simgeleyen bir Ayyıldız şekli algılanmaktadır. Taksim Meydanı’ndan bakıldığında ise Camii gündüzleri ‘doğan bir güneşi’,geceleri ise ‘doğan bir mehtabı’ anımsatmaktadır. « Gerı |
|
|