ALTIN KUBBELİ CAMİ, ÇAMLICA, İSTANBUL, TÜRKİYE


‘Altın Kubbeli Cami’

‘Dört taraftaki kademeler şelalesi İslam’ın yükselişini, altta su aynası Evren’i, Kur’an dan ayetlerin oluşturduğu altın Küre ise Islam Kültürünün egemen olduğu bir Dünya’yı simgelemektedir. Altın kaplama yerine Titanium veya altın görünümlü kompozit alüminyum paneller kullanılması değerlendirebilir.’

Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp TMMOB, AIA, RIBA
Y. Müh. Mimar Kentbilimci

Büyük Çamlıca Tepesi Camii Istanbul siluetine etki yapacak önemli bir projedir. Bu konuda açılan proje yarışması süresinin çok kısa olması nedeniyle yarışmaya tamamlanmamış bir proje gönderebildim. Bu proje 1. Mansiyon derecesini aldı. Projemi ancak şimdi tamamlayabildim.
Şartnamesinde yer alan ‘Osmanlı-Türk mimari üslubunu yansıtacak, gelenekten geleceğe uzanacak, kültürümüzün gelenek zincirine orijinal yeni bir halka ilave edecek, İstanbul’ a değer katacak ve İstanbul’un sembollerinden biri olacak cami projesi’ ifadesi de dikkate alınarak tamamlanan projemiz eski şaheserlerin doğrudan tekrarından kaçınarak eski ile yeninin hassas bir sentezi olarak yeniden yorumlanmıştır. Dikdörtgen plana oturan cami işlevsel mekanlara ayrılan üç seviye ile otopark, sığınak ve teknik mekanlara ayrılan alt iki seviyeden oluşmaktadır. Külliye planının modüler ve berrak olması nedeniyle iç değişikler, ilave ve eksiltmeler kolayca yapılabilmektedir. Seviyesi 0.00m olarak kotlanmış ana avluya ve namazgah ile altındaki -7.70m ve -15.20m kotlarındaki diğer iki alt seviyeye merdivenler ve yürüyen merdivenlere ilaveten zeminde düz ayak ulaşılabilen köşelere konuşlanmış düşey sirkülasyon asansör çekirdeklerinden ulaşabilmektedirler.
Ana avlunun üç tarafında mevcut eğime saygı göstererek kademeler halinde zemine inen kemerli teraslar tesise anıtsal bir görüntü ve görkem getirmektedir. Bu kademeli düzeni Antik Mısır Kraliçesi Haçepsut’un Tapınağı’na, Mesopotamya’nın Babil Bahçeleri’ne veya Güney Amerika’nın Aztek-Maya-Inka Tapınakları’na benzetenler olmakta ise de burada hedeflenen mesaj İslam Din ve Kültürü’nün yükselişidir. Bu kademeler ile 0.00m kotundaki ana avlu ve namazgah seviyesi proje sahasında halen mevcut düz alandan 15m yükseltilmiş ve Cami’nin tüm Istanbul dan 360 derece algılanmasına sağlanmıştır.

Ana namaz mekanı havada asılı hissi uyandıran ve Kur’an dan altın kaplama surelerle oluşturulmuş bir Dünya’nın içindedir. Kürenin üst ve alt tepelerine yaklaştıkça harfler birleşerek sağır düzleme dönüşmektedir. Arapça harflerden oluşan bu dış zarfın et kalınlığı yaklaşık 80 cm dir ve harflerin arası yüksek vasıflı cam ile işlenmiştir. İç mekanda da aynı altın harfler algılanmaktadır. Küre kendi kendini taşımakta, altta çelik ayaklar yükü temele aktarmaktadır. Küre’nin altında, otopark katları seviyesinde iki kademeli dairesel bir şelale havuzu bulunmaktadır. Namaz alanı büyük üst seviye ve küçük alt seviye olarak ikiye ayrılmıştır. Bu iki mekana çevre avlulardan köprüler ile girilebilmektedir. Rutin vakitlerde kısıtlı cemaat alt seviyeyi kullanabilir. Cumalar ve özel günlerde üst seviye değerlendirilecek, gerektiğinde her ikisi birden kullanılacaktır. Bu işlevsel kademelenme ile camiinin ısıtma soğutma aydınlatma masraflarında ciddi bir tasarruf sağlayacaktır. Ana avluya ilaveten alt namazgah ve oditoryumun çevresinde kalan yarı kapalı avluda da namaz kılınabilecektir. 0.00m kotu ana küre içinde 7.000 kişi, ana avluda 12.000 kişi, -15.20m kotunda küre içinde 3.500 kişi, yarı kapalı dış avluda 4.000 kişi, kadınlar mahfelinde de 1.500 kişi namaz kılabilmektedir. Böylece Caminin açık, yarı açık ve kapalı toplam namaz kapasitesi 28.000 kişi olmaktadır. İki kata yayılan konferans salonuna üstte -7.70m kotundan ve altta -15.20m kotundan girilebilmektedir. Her iki seviyede fuayeler bulunmaktadır. Külliye yukarıdakilere ilaveten birçok eğitsel ve kültürel kullanım mekanları ile zenginleştirilmiştir
Dünya’yı simgeleyen ana küre, minare ve kademeli kemerler şelalesi renk değiştirebilen led teknolojisi ile aydınlatılacaktır. Mevcut TRT anteninin kaldırılması ve çevrenin çam ağaçları ve seyir terasları ile bezenmesi önerilmektedir. Kudüs teki Kubbet-üs Sahra’ yı anımsatan ‘Altın Kubbeli Cami’ inşa edilirse Istanbul üzerinde gece ve gündüz ışıldayacaktır. Bu Eser Osmanlı-Türk cami mimarisinde klasik ve çağdaşın hassas bir sentezi ile yoğrulmuş ve yeniden yorumlanmış, belleklerden silinemeyecek anıtsal bir mimari yapıttır.
Yapılsın veya yapılmasın, diğer projelerim gibi bu Eser’i de Istanbul ve Türkiye’me armağan ediyor ve merhum babam Av.Hk. Dr. M. Cavit Alp’e ithaf ediyorum.





 « Gerı